İnternet olanakları, özellikle de ADSL’in Türkiye’de ortaya çıkması, yaygınlaşması ve en sonunda da oldukça makul fiyatlarla alınabilmesiyle birlikte ciddi anlamda genişledi. Bir süre önce kullanılmakta olan kota sisteminden AKK’ye (adil kullanım kotası) geçilmesi, internetin hızının artması ve buna paralel bir gelişme olarak ucuzlaması, internet bağlantısının her eve girebilmesi yönünde ciddi avantajlar elde edilebilmesine de fırsat sundu.
Elbette ki bu durum insanların tüketim alışkanlıklarına da doğrudan etki yaptı ve olumlu mu, yoksa olumsuz mu olduğu halen tartışılan bir “internetten alışveriş” furyası hüküm sürmeye başladı. Özellikle de çok yoğun çalışanlar ve alışveriş yapmaya fırsatı olmayanlar, çocuk sahibi olan ve kendisini bu yüzden kısıtlanmış hissedenler internetten alışverişin nimetlerinden oldukça sorunsuz bir şekilde faydalanıyor. Tüm bunların yanı sıra, en uygun fiyatlı ve en kaliteli ürünleri almak isteyenler de site site dolaşarak kendileri için en iyisinin hangisi olduğuna çok daha objektif ve hızlı bir biçimde karar verebiliyorlar.
E-ticaret sitelerinin bu derece gelişmesi, beraberinde mağaza sektöründeki satışların düşüşünü de beraberinde getirmekte. İnsanlar mağazalara gitmeyince ve web siteleri üzerinden alışveriş yapmayı tercih ettikçe mağazalar kapanabiliyor, zarar edebiliyor ve bu yüzden ayakta kalabilmek adına sektör değiştirmek, genişletmek ya da küçülmek yoluna gidebiliyorlar.
Bazı mağazalar ise bu durumu fırsata çevirmek amacıyla daha zahmetli, ancak uzun vadede çok daha kazançlı ve makul bir taktik izlemeye başladı bile: web tasarımı şirketleriyle anlaşarak e-ticaret sitelerini kuran mağazalar, bu sayede hem daha fazla şube açmaktan tasarruf ederek ciddi bir masrafı daha en başından engellemiş oldu, hem de internetten alışveriş yapmak konusundaki trende dair insanlara bir alternatif sunarak, kendi ürünlerini almak yönünde bir seçenek önerdi. Bunun nereye kadar ilerleyebileceğini ve e-ticaret sitelerindeki yükselişin nasıl devam edeceğini ise zaman gösterecek.